“Ben savaş muhabiri olacağım”

Gazetecilik bölümünü yazarken en büyük hayalim savaş muhabiri olmaktı. İnsanların yaşadıkları acıları, yokluğu ve çaresizliği, tüm dünyaya duyurmak onların yaşamlarının değişmesine vesile olmaktı amacım. Bu hayallerle girdiğim ve mesleğimi en iyi şekilde öğrenmek için çabaladığım okul bitti. Hayaller unutuldu, kendi hayat savaşım yaşamımın merkeze oturdu. Her isteyenin savaş muhabiri hatta gazeteci olamayacağını acı şekillerde öğrendim. Bir işin eğitimini almak, o işi çok sevmek hatta yeteneğinin olması bile bizim ülkemizde o işi yapmak için yetmiyor. Bir işte yükselmek için sosyal sermaye de kapital kadar önemli maalesef.

Yıllar içinde unuttum gitti savaş muhabirliğini. Hatta o zaman neden o kadar çok istediğimi bile hatırlamıyorum şimdilerde. Bu isteğin temelinde gazeteciliğe olan aşkım ve alanın bilinmezliklerle dolu olması yatıyordu sanırım. Şimdi dünyanın haline bakınca Afganistan, Irak, Suriye, Azerbaycan, Ukrayna ve daha niceleri… Patlayan bombalar, yıkılan binalar, ölen anneler, öksüz kalan çocuklar, açlık, sefalet… Gerçekten de olmak istediğim yer orası mı diyorum. İçimdeki gazetecilik, habercilik aşkı hiç bitmeyecek olsa da savaş muhabirliği artık benim için bir seçenek değil. Savaşsız bir dünyada güzelliklerden haber verelim birbirimize.

Yorum bırakın